Bu kitap, gerek genel anlamda Türk tarihinin gerekse Türk denizcilik tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Barbaros Hayreddin Paşa'nın adeta ibretler manzumesi olan hayat hikâyesini Ahmet Şimşirgil'in akıcı üslubuyla okuyucuların gözleri önüne seriyor. Okuyucular bu eserde, bir taraftan Barbaros Hayreddin Paşa'nın hayat hikayesini öğrenirken bir taraftan da Akdeniz'in Türk gölüne dönüşüne tanıklık edecekler. Bu kitap, mavi vatanın gerçek kahramanlarının hikâyesidir.

Bu kitabı okuduktan sonra “yıldızları konuşturan âlim”le, “kafasının içi müdürlüğünü yaptığı kütüphane kadar zengin olan hoca efendi”yle, “ölüleri dirilten ve mezarlıklara hayat veren biyografi bilgini”yle, “kahvelerde ders veren ünlü tarihçi”yle, “Osmanlı arşivi belgelerini Bulgarların elinden kurtarmak için çırpınan, akmayan çeşmeleri görünce gözyaşı akıtan muallim”le, "Fransız işgal komutanını kütüphanesinden kovan Hafız-ı Kütüp”le ve “kitapların ve kitapçıların şeyhi kabul edilen sahhaf”la tanışacaksınız.

Dilbaz bu eserinde, ülkemizin özellikle de İstanbul’umuzun zamanla kaybettiği tarihî, kültürel güzelliklerinin peşine düşüyor, hangi binaları nasıl (ya da neler uğruna) kaybettiğimizi birçok muazzam görselle gözler önüne seriyor.

Dursun Gürlek hazine dairelerine giriyor, saray bahçelerinden güller deriyor, geçmiş zaman güzelliklerini yansıtan bu tablolardan isteyen herkese veriyor. Ayrıca yorgunları ve dargınları Osmanlı çınarının altında dinlenmeye çağırıyor. Tarihin yaprakları arasında gözden kaçmış, unutulmuş pek çok ilgi çekici anekdotu sayfalarına taşıyor.

Bu kitap, içinde yaşadığımız halde yabancılaştığımız İstanbul’un ‘dünya şehri’ kimliğini biraz olsun tanımaya yarayacak bilgiler ihtiva ediyor. Şehrin tarihsel serüveninde kilometre taşları olarak öne çıkan ilkler, okuyucuyla buluşuyor ve okur, İstanbul’un unutulan değerlerine doğru yolculuğa çıkılıyor.

Ayasofya… Hem herkese ait hem hiç kimsenin… Bin 500 yıllık mabedin korosu ilk günkü gibi renkli ve İstanbullu. Bu dünya mirasını ayakta tutan sadece teknik öğeleri değil Bizans’ın ve Osmanlı’nın menkıbeleri aslında. Halkın hafızasında yaşayan Ayasofya renkleri, mozaiklerden mihraba, Ioustinianos’tan Fatih Sultan Mehmed’e birçok ismin, hayatın hâlâ değişmeyen dekoru aslında.

100'e yakın orijinal görselin süslediği kitap sunduğu dikkat çekici ayrıntılarla okuru tadına doyulmaz bir Boğaz yolculuğuna çıkarıyor. Belki her gün önünden geçtiğimiz ama hikâyesine vakıf olmadığımız eser ve binaları tanıtarak bizi şehre, şehri bize ait kılıyor. Bu renkli ve fotoğraflı kitabı eline aldığınızda, anlatılanlar eşliğinde bireysel olarak Boğaz turuna çıkacaksınız.

Daha sade bir üslupla herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği bir eser. Özellikle, Emeviler ile Osmanlılar arasındaki süreçte varlıklarını sürdüren bütün İslam devletlerini tek tek ele alarak farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.

Kitap, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Savaşlarından sonra zaferle neticelenen yegâne savaş: Kutü’l-Amare’nin komutanı Halil Kut Paşa’nın hatıralarıdır. Kutü’l-Amare Savaşı İngilizlerin tarih boyunca yaşadığı en ağır yenilgidir ve bu eser bu savaşı detaylı ve birincil ağızdan anlatan en önemli tarihî vesikanın tekraren yayına hazırlanmasıyla ortaya çıkmıştır.

Kitabın içerisinde yer alan fotoğraflar, yazarın eşi tarafından isyan sırasında çekilen ve başka bir yerde bulunmayan fotoğraflardır. Bu orijinal görsellerin süslediği kitap sunduğu dikkat çekici ayrıntılarla, okuru tadına doyulmaz bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Belki her gün geçtiğimiz cadde ve sokaklarda bundan 110 yıl önce yaşanan kanlı bir iktidar mücadelesini ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. Anlatılanlar eşliğinde bireysel olarak İstanbul sokaklarında 31 Mart İsyanı'nın izlerini süreceksiniz.

Bu kitap Osmanlı ordularının girdiği bütün harekat alanlarını kapsıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın arka planı ve gidişatına dair detaylı bir kılavuz niteliğinde. Düşman kuvvetleri, lider komutanlar ve seferlerde geçen en önemli muharebeler ayrıntılı bir şekilde anlatılmakta.

Hunlar, Persler, Romalılar, Moğollar, Osmanlılar gibi tarihte büyük rol almış devletler ve mızrak, arbalet, demir ok, yürüyen kuleler gibi tarihi değiştiren pek çok savaş aleti tek bir eserde bir arada. Dünya Savaş Tarihi'nden özenle seçilmiş 20 savaşa dair renkli haritalar, canlandırmalar... Taktikler, savaş teknikleri ve Ortaçağ'ın kaderini değiştiren askeri gereçlerin özel çizimleri ve hikâyeleri...

Kitap, hafif ateşli silahların savaş meydanlarını ele geçirdiği bir çağda mücadeleyi kazanabilmek için ihtiyaç duyulan eşsiz taktikleri inceliyor. Askerî tarih kitaplarıyla dünya çapında meşhur Amber Books'un profesyonel ekibi tarafından hazırlandı.

İmparatorluk Çağı'ndaki (1776-1914) savaş tekniklerinin, silahların ve askerî gereçlerin hikâyelerini çizimler eşliğinde sunuyor. Ayacucho Muharebesi, Yorktown Kuşatması, Batı Afrika Nehir Seferleri gibi Dünya Tarihi'nin dönüm noktalarına değinen kapsamlı bir kitap.

Milli Müdadele’nin tarihî gelişimi hakkında sorulan merak uyandırıcı 100 soruya ilgi çekici ve doyurucu cevaplar veren bir eser. Dikkat çekici ayrıntılarla okuru tadına doyulmaz bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Milli Mücadele hareketi hakkında bugüne kadar yazılmış hamaset dolu kitaplara nazaran, bu dönemi ve ayrıntılarını akıcı bir üslupla okuyuculara aktarıyor. Çalışma, yeniden “keşfedilen” Millî Mücadele dönemini kronolojik, bilimsel ve soğukkanlı bir şekilde inceliyor.

İlkin Başar Özal, bu kitabıyla Kısa I. Dünya Savaşı Tarihi, Kısa II. Dünya Savaşı Tarihi ve Kısa Soğuk Savaş Tarihi kitaplarından sonra tüm dünya tarihini ve düzenini değiştiren muharebeleri anlatıyor. Askerî tarihe meraklı okur, emsaline değil Türkiye’de dünya literatüründe de rastlamadığımız bu çalışmayla geçmişten günümüze insanoğlunun üç bin yıllık savaş tarihini yerli bir yazarın kaleminden tek kitapta okuma fırsatı elde edecek. Kitabın çok mühim bir özelliği de hemen hemen tüm savaşın haritasının bulunması.