bir-sakarya-savasi-gazisinin-hatiralari-9786050843644-240220221554.jpg

Bir Sakarya Savaşı Gazisinin Hatıraları

  • 24.02.2022
  • 2 dakika
  • 876 Okunma
  • 0 Yorum

Hatırat türü yapısı gereği öznel olsa da aslında hem akademik hem de diğer tarih araştırmalarında mühim bir başvuru kaynağıdır. Çünkü hatıralar her ne kadar öznel olsalar da yazıldıkları dönemin ve onları kaleme alan kişilerin ruhunu günümüze taşıyarak tarihçilere geçmişi anlamlandırma imkânı sunar.

Arka kapak

Timaş Tarih Hatırat Kitaplığı, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının yazdığı hatıralarla büyümeye devam ediyor! Sakarya Savaşı’na dair yazılmış hatıraların yok denecek kadar az olduğu bir dönemde Tuğba Aydeniz, büyük dedesi Musa Kâzım Sakarya’nın hatıralarını yayıma hazırladı. Aydeniz’in, adını Bir Sakarya Savaşı Gazisinin Hatıraları koyduğu bu hatırat, dönemi canlı bir şahidin gözünden aktararak bir “ilk”e imza atıyor. I. Dünya Savaşı yıllarında başarılı eğitim hayatını yarıda bırakan, bir yaş küçük olmasına rağmen kendi isteği ile “onbeşliler”in arasına katılan ve gençliğini o destansı mücadeleye adayan Musa Kâzım Sakarya; yazdıklarıyla Kurtuluş Savaşı’na ışık tutuyor. Musa Kâzım Sakarya'nın 1976’da el yazısıyla kaydettiği bu hatırat, Kurtuluş Savaşı’nın ve Millî Mücadele’nin özelinde, Cumhuriyet Türkiye’sinin askerî, kültürel, entelektüel ve toplumsal tarihi açısından değerli bir kaynak niteliğinde…

İstiklâl Madalyası sahibi Musa Kâzım Sakarya; şahitliklerini, izlenimlerini, gözlemlerini ve değerlendirmelerini kayda geçirerek tarihsel hafızamız için değerli bir eser ortaya koyarken aynı zamanda, kendi ifadesiyle, “evlat ve torunlarına şerefli bir soy ismini” de miras bırakıyor…

Editörün görüşü
Tuğba Aydeniz'in yayıma hazırladığı "Sakarya Savaşı Hatıraları" Kurtuluş Savaşı'nın bugüne kadar yeterince üzerinde durulmamış olan o safhasının, Sakarya Meydan Muharebesi'nin canlı şahidi Musa Kâzım Sakarya'nın kaleme aldığı savaş hatıralarından oluşuyor. Hatıralarını el yazısıyla ve Latin harfleriyle kaleme alan İstiklâl Gazisi Musa Kâzım Sakarya çocukluğunu, eğitim hayatını, "onbeşliler"e gönüllü olarak iştirak edişini, savaş günlerini, cephede aldığı ağır yaraları ve yaşam mücadelesini detaylarıyla anlatıyor.
 
En önemli cümle
"Ben, Sivas Camii-i Kebir mahallesinden Karahisaroğulları’ndan Hacı Kadı nâmıyla maruf Mehmed Sabri Efendi oğlu Hüseyin Avni Efendi oğlu Musa Kâzım Sakarya. Mektep ve talebelik çağımdan itibaren Birinci Cihan Harbi ve İstiklâl Savaşı’mızın devamı müddetince geçen askerlik hatıralarımı, 1315 doğumlu 78 senelik bir ihtiyar kafası ile bugüne kadar devam eden mukaddes vatani hizmetlerimde başımdan gelip geçen acı ve tatlı hatıralarımı, benden sonra sağ kalan torunlarıma ebedî bir hatıra olmak üzre (biiznillah) kaleme alıyorum. 20 Aralık 1976 Pazartesi"
 
Bu kitap neden önemli
Hatırat türü yapısı gereği öznel olsa da aslında hem akademik hem de diğer tarih araştırmalarında mühim bir başvuru kaynağıdır. Çünkü hatıralar her ne kadar öznel olsalar da yazıldıkları dönemin ve onları kaleme alan kişilerin ruhunu günümüze taşıyarak tarihçilere geçmişi anlamlandırma imkânı sunar. Musa Kâzım Sakarya'nın bu hatıratı da yalnızca torunları için değil aynı zamanda tarih disiplini için kıymetli bir eser niteliği taşımaktadır. Sakarya Savaşı'na dair kaynakların, hele ki canlı şahitlerin aktardığı gözlemlerin çok az olduğunu düşünürsek "Sakarya Savaşı Hatıraları" büyük bir boşluğu dolduracaktır.