Doğa, tüm beşere karşı durabilecek güçte olduğunu derinden hissettirirken Türk halkının tüm vatanseverliğiyle mücadelesine devam etmesine engel olamıyor. Sarıkamış romanıyla baş başa kalan okur, büyük bir hüzünle de baş başa kalıyor. Gerçeğin kurguyla buluştuğu yerde bizi güçlü bir hikâye bekliyor.
"Sarıkamış, imkânsızlıklar içinde kırık bir ümidin hikâyesi!"
Arka kapak
Milletlerin hafızalarında bazı yer adları âdeta mermere kazınmış gibidir. O yer adları, yıllar geçip gitse de milletlerin hafızasından silinmez. Her an hatırlanarak, nesilden nesile aktarılır. Bu yerlerden bazıları Galiçya, Yemen, Sarıkamış, Çanakkale, Dumlupınar ve Sakarya’dır… Bu adlardan birini veya birkaçını duyduğumuzda gönül telimiz hep titrer, bir garip oluruz. Tarihimiz nice zaferlerle doludur. Zaferlerimizin yanında yenilgilerimiz de vardır. Bir millet, zaferleriyle övünürken, yenilgilerden de gerekli dersleri çıkarmaya çalışır…
Sarıkamış Harekâtı, her türlü imkânsızlıklar içinde, kırık bir ümidi gerçekleştirmeye yönelik, sonu hazinle biten bir harekâttır... Bu harekâtta askerimiz Rus’tan çok tabiat ile mücadele etmiştir. Bu topraklarda yaşayan herkesin ya bir akrabası ya da bir yakını bu harekâttan etkilenmiştir. Binlerce şehit kâh Ruslarla çarpışarak kâh imkânsızlıklarla mücadele ederek vatanı savunmuştur…
Bu kitap; okurları tarihin acılarla dolu bir sayfasına, yüzyıl önce bütün olanaksızlıklara ve kara kışa rağmen Türk askerinin vatanını korumak adına inançla ve azimle verdiği mücadeleye tanıklığa davet eden bir hüznün hikâyesidir.
Sarıkamış′la ilgili birçok bilinmeyen olay bu kitap ile günışığına çıkıyor... Harekât öncesi göz ardı edilen raporlar… 31. ve 32. Tümen’in birbirleriyle çarpışması... Rus Çarı II. Nikolas′ın hatalı emir üzerine tutuklanmaması... Ve Türk askerinin ve milletinin tek vücut olarak tüm imkânsızlıklara karşı gösterdiği insanüstü mücadele…
Sarıkamış/Beyaz Hüzün′de bir hüznün hikâyesini okurken kâh gururlanacak kâh ağlayacaksınız...