sofyadan-istanbula-9786050835649-230220221736.jpg

Sofya'dan İstanbul'a

  • 23.02.2022
  • 2 dakika
  • 558 Okunma
  • 0 Yorum

Her seyahatname, tarihin dipnotlarında kalmış hayatları canlandırır. Angel Karaliyçev de İstanbul ile ilgili perde arkasındaki sesleri defterine taşıyor. “İstanbullu Bulgar tüccarları, milli uyanışın ve maddi kültürün ön saftaki erleri” olarak gören yazar, şehrin desenlerini gösteriyor: “29 Mayıs gecesi Ayasofya’da son Hristiyan ayini çınladı, Haçı yeniden Ayasofya’nın kubbesine dikmek isteyen Yunanları Atatürk durdurdu, Girdiğimiz ilk dar İstanbul sokağı bir Bulgar’ın adını taşıyor: Baltaoğlu Süleyman Bey, Balkapanı Han Bir yeraltı tüneliyle han, Ayasofya’ya çıkıyor.”

Arka kapak

“Balkanlar’ın Andersen’i”  diye anılan Angel Karaliyçev’den masal gibi bir İstanbul anlatısı…

“Bayezid’in yaptırdığı cami. Güvercinlerin camisi; avludaki sıcak havayı serinletiyorlar kanatlarıyla, yeşil dallar arasında uçarak.”

“Geç vakte kadar Fener’de bir kahvehanede oturduk. Türk halk türküleri dinledik; türkü makamı hızla yükseliyor, inceliyor ve kayboluyordu semada, minarelerin uçları gibi.”

“Sarayburnu’nda Kemal Atatürk’ün yeni anıtı. Bacakları açık, yumruğunu sıkmış ve Anadolu’ya doğru bakıyor. Gözlerinden yıldırımlar fışkırıyor. Mert ve kararlı bir insan. Yıldızı, Yunanları Sakarya’da uğrattığı bozgunla parladı. Haçı yeniden Ayasofya’nın kubbesine dikmek isteyen Yunanları süpürüp geçirdi.”

Angel Karaliyçev, İmparatorluğun son payitahtını bir Türk gibi hissiyatlı, bir Bulgar kadar özlemle geziyor, tarihin dipnotlarında kalmış hayatları canlandırıyor. Bu seyahatnameyi okurken, Bulgar yazarın kalemiyle eski Osmanlı ile yeni Türkiye arasındaki köprüden geçeceksiniz.

Evet, İstanbul’u ziyaret etmek aslında ebediyetle hasbihal etmek gibi bir şeydir.

Editörün görüşü

Hüseyin Mevsim, Bulgar dili ve edebiyatına oldukça vakıf bir akademisyen. Bilhassa Türkçeye çevirdiği seyahatnameler ve hatıratlarla tanınıyor. Sofya’dan İstanbul’a: Genç Cumhuriyet’e Yolculuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni zamanlarını bir Bulgar aydının gözünden anlatıyor. Eski İstanbul ve Mustafa Kemal Atatürk dair yaptığı tespitler, oldukça çarpıcı. Eser, aynı zamanda tarihin kıyısında kalmış anekdotları derlemesi açısından da önemli.
 
En önemli cümle
İstanbul; bizim tarihi kaderimizle, kendi devletimizdeki her şehirden daha fazla bağlı.
 
Bu kitap neden önemli
Her seyahatname, tarihin dipnotlarında kalmış hayatları canlandırır. Angel Karaliyçev de İstanbul ile ilgili perde arkasındaki sesleri defterine taşıyor. “İstanbullu Bulgar tüccarları, milli uyanışın ve maddi kültürün ön saftaki erleri” olarak gören yazar, şehrin desenlerini gösteriyor: “29 Mayıs gecesi Ayasofya’da son Hristiyan ayini çınladı, Haçı yeniden Ayasofya’nın kubbesine dikmek isteyen Yunanları Atatürk durdurdu, Girdiğimiz ilk dar İstanbul sokağı bir Bulgar’ın adını taşıyor: Baltaoğlu Süleyman Bey, Balkapanı Han Bir yeraltı tüneliyle han, Ayasofya’ya çıkıyor.”