shutterstock_233921914-171220211127.png

Farklı Öğrenen Öğrencilerin Sorunları

  • 07.12.2021
  • 3 dakika
  • 1055 Okunma
  • 0 Yorum
  • 5 Puan

Öğretmenler kendileriyle benzeşik olmayan öğrencileri bazen yaramaz, bazen başarısız, bazen de içe kapanık olarak etiketleyebilmektedirler. İlköğretim yaş grubundaki öğrenciler için “şu ya da bu yolla öğreniyor” diye etkilemek pedagojik bir yol değildir. Bu yaş grubunun gelişim çağı olması her şeyin de değişebileceği, gelişebileceğine işaret eder.

Farklı Öğrenen Öğrencilerin Sorunları

Öğrencilerin sınıf içindeki öğrenme yaşantıları büyük oranda birbirine benzer. Bunda yaş benzerlikleri, kültürel alışkanlıklar ve yetişme şartlarının büyük payı vardır. Fakat bilinen bir gerçek var ki, hiçbir öğrenci bir diğeriyle aynı değildir. Bunda da kalıtım, gelişimsel farklılıklar, cinsiyet ve bireysel öğrenme farklılıkları etkilidir.

Her öğretmen sınıfın büyüklüğünü ve öğrenciler arasındaki çeşitliliği dikkate alarak öğretmenlik yapmalıdır. Öğrenci sayısı fazla olan sınıflarda bunu sağlamak zor olsa da, temenni bu yöndedir.

Öğrencilerin kimi yaşamsal faktörlerin de etkisiyle ağırlıklı olarak görsel veya işitsel, kimisi de kinestetik yani dokunsal yollardan öğrenme eğilimindedir. Bunların belirli oranlarda karışımı da mümkündür. Çoğunlukla gelişimsel farklılıklardan kaynaklanan bu özgün yapı programların merkeziliği, öğrenme ortamının yetersizlikleri, sınıf kalabalıklığı veya öğretmenlerin nitelik yetersizliği nedeniyle göz ardı edilebilmektedir.

🎯 Farklı öğrenen öğrenci varsa, farklı öğreten öğretmen de vardır!

Öğretmenler sınıfların kalabalık olması sebebiyle ya da farklı öğrenen öğrencilerden oluşan sınıflarda öğretimi tasarlarken, ortak noktaları kendilerine hareket tarzı olarak belirlerler. Daha öğrenci merkezli ders işlemek yerine öğretmen merkezli, yaşam ya da sorun odaklı tasarımlar yerine öğretmenin vereceği bilgilerin öğrenildiği tasarımlar tercih ederler. Bu tür sınıflarda kimi öğrenciler genelde kendilerini dışlanmış ve dikkate alınmayan olarak algılar. Kısa sürede sıkılan ve bu nedenle de ders içi etkinliklere katılmayan bu öğrenciler zamanla öğrenme geriliği yaşayarak başarısız bir duruma düşerler.

Öğretmenlerin profesyonel kişiler olması her türlü öğrenci farklılığını dikkate almalarını gerektirir. Fakat öğretmenlerin de birer özgün kişilikleri, kendilerine has bir öğrenme ve aynı zamanda da öğretme stilleri vardır.

Öğretmenler kendileriyle benzeşik olmayan öğrencileri bazen yaramaz, bazen başarısız, bazen de içe kapanık olarak etiketleyebilmektedirler.  İlköğretim yaş grubundaki öğrenciler için “şu ya da bu yolla öğreniyor” diye etkilemek pedagojik bir yol değildir. Bu yaş grubunun gelişim çağı olması her şeyin de değişebileceği, gelişebileceğine işaret eder.

📌 Öğrenme biçimi doğumla gelmez, eğitimle gelişir.

Öğrenme yolları doğumla gelen bir alışkanlık ya da özellik değil, zamanla kazanılan yani öğrenilmiş bir beceridir. Bu nedenle değişebilir, gelişebilir ve hatta başlangıca göre tamamen başkalaşabilir. Öğrenme yollarının en önemli beslenme kaynakları anne-çocuk ilişkisindeki iletişim biçimi, aile ortamındaki ilk sosyal çevrenin alıcı ve ifade edici dil becerileri bakımından zenginliğidir. Elbette ailedeki diğer bireylerin eğitim ve kişilikleri de öğrenme yollarının farklılaşmasındaki bir diğer etkendir. Bu nedenle okulöncesi yaştan itibaren ilköğretim çağı boyunca her çocuğun aile içi ve okul içi öğrenme ortamındaki uyarıcıları zengin tutmak gerekir. Böylece öğrenme fırsatlarını zenginleştirmek öğrencilerin belirli bir alanda farklılaşması yerine, her alanda zenginleşerek gelişmesine yardımcı olur.

Sınıftaki farklı öğrenenler için ne yapılabilir?

Her şeye rağmen farklı yetişme şartlarıyla büyüyen çocuklar elbette farklı öğrenme becerileri edinerek sınıfa gelirler. Öğretmenin bu duruma dikkat etmemesi öğrenciye zarar verebilmektedir.

Öğretmenler öğrenme ortamında çeşitli öğrenme açılarına uygun materyaller bulundurmalı, öğretim yöntemlerini de buna göre zenginleştirmelidir. Sınıf kalabalıklığı ya da öğretim materyali bakımından yetersizlikler varsa, öğretmen öğretim yöntem ve tekniklerini zengin tutarak farklı öğrenen öğrencileri de dikkate almış olur. Buna rağmen yine de ulaşılamayan öğrenci varlığı fark edilmişse, sınıf dışı öğrenme etkinliklerinin özellikle yansıtıcı öğrenme yaklaşımıyla planlanması gerekir.

Bu nedenle bir şekilde farklı öğrenme yolu edinerek gelişmiş öğrencilerin bu farklılıklarını görmezden gelme yerine destekleyici tavırlarla hem öğrenmeden geri kalmamaları hem de diğer açılardan da beceri edinmeleri sağlanmalıdır.