Bir zamanlar küçük bir kıza ait olan bir oyuncak robot… Robit, bir gün hurdalıkta uyanır. Oraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yoktur. Sahi, küçük kız nerede?
Robit’in hatırlayabildiği sadece iki buçuk anısı var. Bu anılar sayesinde sevildiğini ve sevginin insanlar için önemli bir şey olduğunu bilir… Robit, çok geçmeden duygularının onu diğer robotlardan farklı kıldığını anlar.
Tüm korkularına rağmen eve ve sahibine dönmek için cesaretini toplar. Bu sırada hayatta kalmayı gizlice öğrenmiş robotlar olan Noke ve Red ile tanışır. Yeni arkadaşlarıyla birlikte tehlikeli bir maceraya atılır. Dünya hakkında bildiğini sandığı her şey değişmiştir ve işler hatırladığı kadar basit değildir. 
Kalpleri ısıtan bir eve dönüş hikâyesi…

Robit, Oyuncak Hikâyesi ve Wall-E gibi sevilen animasyonları hatırlatan olay örgüsü ile genç okurların severek okuyacakları bir kitap. Duygulara sahip olmasıyla diğer robotlardan ayrışan, hikâye boyunca yeni duygularını keşfeden karakterimiz, okurlarına hissettiklerinden ve yeni deneyimlerden korkmamalarını gerektiğini anlatıyor. Teknoloji, yapay zekâ, gelecek, gelişmiş robotlar ve bunların insanlığın üzerindeki etkilerini düşündürüyor. Bir hedefimiz varsa sevdiklerimiz için korkularımıza rağmen cesur olmamız gerektiğini kalpleri ısıtan bir hikâyeyle anlatıyor.

 

"Sanki birinin karnımdaki tüm kabloları büktüğünü hissettim. Korkmak herhalde böyle bir histi. Neden böyle şeyler hissediyordum ki? Ben bir robottum. Robotların hissetmemesi gerekir."

 

Robit, sevimli karakterleri ve dokunaklı hikâyesiyle kalplerimizi ısıtıyor. Yapay zekâ, insansı robotlar ve ileri teknoloji hakkında yeni fikirler veriyor. Çöpe atılan robotlar, her şeyi tükettiğimiz bir dünyada “kusurlu” olmayı sorgulatıyor. Yeni duygular ve deneyimlerden korkmamamız gerektiğini anlatıyor. Sürükleyici kurgusuyla genç okurları yeni bir dünyanın içine çekiyor. Oyuncak Hikâyesi (Toy Story) ve WALL-E gibi sevilen animasyon filmleri hatırlatıyor.