Shutterstock_1846886947-030120231007.jpg

Sanal Alışkanlıklarımızda Farkındalık Kazanmamız İçin İki Hafta

  • 03.01.2023
  • 4 dakika
  • 376 Okunma
  • 0 Yorum
  • 5 Puan

Teknolojinin hayatımızı işgal altında tutmasıyla mücadele etmenin önemli bir adımı da bu devasa enkazı somut şekilde gözümüzle görmek, aklımızla düşünmek ve kalbimizle hissetmektir. Bunun için iki haftalık süreçte olağan kullanım alışkanlıklarımızı kasıtlı şekilde sürdürmeye devam ederek buraya ayırdığımız zamanı ve bunun hayatımıza her türlü etkisini ayrıntılı şekilde yazmak önemli bir farkındalık sağlar.

Sanal Alışkanlıklarımızda Farkındalık Kazanmamız İçin İki Hafta

Sanal dünya gerçek hayatımızdan çok şeyler koparıp götürür. Bu zararın kısmen farkında olup, gidişattan içsel bir huzursuzluk duysak da genellikle ortada somut bir bedel görmeyiz. Bu yüzden de bu sorunun hayatımızda meydana getirdiği maddi ve manevi enkazın genellikle farkında olmayız. Ancak zaman içinde kendimizi kontrol edememekten kaynaklı her sorun bir şekilde mutlaka karşımıza çıkar.

Teknolojinin hayatımızı işgal altında tutmasıyla mücadele etmenin önemli bir adımı da bu devasa enkazı somut şekilde gözümüzle görmek, aklımızla düşünmek ve kalbimizle hissetmektir. Bunun için iki haftalık süreçte olağan kullanım alışkanlıklarımızı kasıtlı şekilde sürdürmeye devam ederek buraya ayırdığımız zamanı ve bunun hayatımıza her türlü etkisini ayrıntılı şekilde yazmak önemli bir farkındalık sağlar.

O halde boş bir kâğıda veya telefonda oluşturacağınız bir not dosyasına “getirdikleri/avantajları” ve “götürdükleri/dezavantajları” şeklinde iki sütun açıp not alın.

Bir tarafa sizden çaldığı saatleri, sağlığınıza etkilerini, kimi zaman bozulan moralinizi, gerilen sinirlerinizi, dağılan dikkatinizi, artan karamsarlığınızı, bunun en yakınınızdaki insanlarla iletişiminize yansımalarını anlık olarak yazın. Diğer tarafa gördüğünüz yararları ve olumlu şeyleri yazın. Bunu yapmak sizin kendinize karşı sorumluluğunuz. O yüzden iki boyutlu yazma konusunda da tarafsızlığınızı sürdürmeniz önemli. Değişimin en büyük adımlarından biri bu konudaki farkındalıktır.

Sürecin sonunda telefonun, tabletin ya da bilgisayarın hayatınızdan ne kadar çok şeyi sessizce çalıp götürdüğünü fark edeceksiniz. Tam bu noktada kendimize şu soruyu sormalı: “Bütün bunlara değer mi gerçekten?” Daha sonra elinize başka bir kâğıt alıp bunlara harcadığınız zaman ve enerjiyi daha anlamlı ve daha yararlı hangi işlere kullanabileceğinizi, sürekli ertelediğiniz hangi görevleri yerine getirebileceğinizi, bu kadar zamanda neleri başarabileceğinizi düşünün. Bunu tercih etmenin hayatınıza getireceği güzellikleri, sizden uzaklaştıracağı sorunları, sizi kurtaracağı stresi, kurtulacağınız suçluluk, pişmanlık ve can sıkıntısını hayal edin. Bunları ve aklınıza gelen başka olumlu değişimleri buraya yazın. Sonra üçüncü bir sayfa alın ve kendi kullanım kılavuzunuzu oluşturun. Uygulanabilir kurallar belirleyin ve yazın. En başa akıllı telefonun ve internetin yaşam sermayesini sinsice tüketip bitirmesine izin vermeyeceğinizi ve artık bu soruna bir son vereceğinizi büyük ve kalın puntoyla yazın. Bu soruna sizi rahatsız eden bir isim vererek doğrudan ona hitap edin. Onunla artık mücadeleye başladığınızı, bundan sonra hayatınızın kontrolünün onda değil sizde olacağını, onun sadece işinizi gören bir aracı olduğunu, meydana getirdiği hasara izin vermeyip her açık ve sinsi girişimine karşı duracağınızı ve bu mücadeleyi kazanıp onu emriniz altında size hizmet eden bir araç haline getirinceye kadar çabanızı sürdüreceğinizi anlatın. Sonra küçük kurallar ve hatırlatmalar yazın. Bunlar kullanım alışkanlıklarınıza ve yoğunluğuna göre değişecektir ancak bazı öneriler şöyle olabilir: 

  • Telefonu sürekli elinde tutma!
  • İnternette gezinmekten daha önemli işlerinin olduğunu hatırla!
  • Yarım saatte bir bütün sosyal medya hesaplarını sırayla gezinme!
  • Telefona girme alışkanlığını giderek genişlet ve kontrolü tamamen eline al! Önceden yarım saatte bir giriyorsan, bunu yavaş yavaş 45 dakikada bire, bir saatte bire... indir. Zaman içinde sadece ihtiyacın olduğunda ve sadece sen mantığınla izin verdiğinde kullanma noktasına gel...

İrade özellikle ilk zamanlarda ödüllendirme ve pekiştirme davranışından çok etkilenir. Böyle bir mücadeleye girişince alacağımız doğal haz ve yaşayacağımız memnuniyet hissi başlı başına ödüldür aslında. Kendimizi kontrol edebildiğimizi, irademizi güçlendirdiğimizi, hayatı daha sorumlu şekilde yaşadığımızı, zamanı daha verimli kullandığımızı görmek doğal haz ve pekiştirme işlevi görür. Yine de kendinize özellikle ilk zamanlarda küçük ödüller verin. Kendinizi kontrol ettikçe, sanal ortama girme sürenizi azalttıkça küçük ödül ve etkinliklere başvurabilirsiniz. Güzel bir film izlemek, arzu ettiğiniz bir şeyi yemek veya hoşunuza giden başka bir şey olabilir. Ödülün başarınızla doğru orantılı olması, sizi aynı problemin içine tekrar sürükleyecek veya onu doğrudan telafi edecek bir ödül olmaması önemli.

Mücadelemizin diğer bir boyutu sınırlar koymaktır. İrade gücü en temelde hazlarla, zararlı alışkanlıklarla, ayartıcı uyaranlarla ve tüketici arzularla aramıza net sınırlar çizmeyi bilmek ve bu sınırları her koşulda korumaya devam etmektir. Bunu yapmak kendi sınırlarımız içinde daha güvende olmak ve bize zarar verebilecek birçok tehdidi kendimizden uzakta tutabilmektir. En kronik sorunlardan biri olan akıllı telefon kullanımına ilişkin çizebileceğiniz bazı sınırlar şöyle olabilir:

  • Telefonu belirli aralıklarla elinize alın.
  • Çok gerekli olmayan uygulamaları kaldırın.
  • Uygulamaların acil olmayan bildirimlerini engelleyin.
  • Yatak odasına ve yemek masasına telefon götürmeyin.
  • Evde ve işte telefonu kendinizden biraz uzakta tutmayı alışkanlık haline getirin.
  • Tamamen kendinizle baş başa kalabileceğiniz aralıklar belirleyin.
  • Ailenizle geçirebileceğiniz bir kaliteli zaman aralığı belirleyin.
  • Ara sıra telefonunuzu uçak moduna alın veya tamamen kapatın.
  • Yatmadan önce veya uyandıktan hemen sonra telefonu elinize almayın.

Süreç her zaman kâğıt üzerinde yazıldığı gibi kolay ilerlemez. Bazıları için beklenenden çok daha hızlı ilerler ve kişi kendini rahatlıkla kontrol edebildiğini fark eder. Telefonu ve interneti çok yoğun kullanan kişiler için ise süreç oldukça zorludur ve bu kişiler zaman zaman eski alışkanlıklarına dönme eğilimi gösterir. Bunun için ilk zamanlarda duygusal yoksunluk yaşayabilir, büyük bir boşluk hissedebilir, yazdığınız kuralları ve notları ihmal edebilirsiniz. Kimi zaman da yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken ve günlerce bu istikrarlı tutumu sürdürmüşken boş bulunduğunuz bir andan veya içinize oturan sebepsiz bir can sıkıntısından dolayı en başa dönebilirsiniz.

Aslında bu süreç ve yaşantılar sadece teknoloji konusunda karşılaşılan bir durum değil, irade eğitimi öz disiplin, alışkanlık kazanma süreçlerinin tümünde geçilen olağan süreçlerdir. Yoksunluk belirtileri, başarısızlık, başa dönmeler diğer bağımlılık süreçlerinde sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Bunların hepsi birer döngüdür.

Tamamen pes etme ve bir daha girişimde bulunmama dersini çıkarmak da bu örüntülerin olağan olduğunu ve önemli olanın her şeye rağmen başarmak olduğu dersini çıkarmak da tamamen bize kalmış. Bu da kendimize, hayatımıza ve ilişkilerimize ne kadar değer verdiğimize bağlı. Eğer kendimizi ve sevdiklerimizi gerçekten düşünüyorsak başarmaktan başka seçeneğimizin olmadığını biliriz ve bu yüzden de başarırız.

Dr. Ferhat Kardaş (Bu yazı, yazarın “İrade Eğitimi” adlı kitabından alınmıştır.)