Bak! Bu Lala. Elinde bir kova su, çatlaklarında yabani otların filizlendiği beton bir duvara su taşıyor. "Merhaba dostlarım, merhaba..." diye selamlıyor onları ve her gün suluyor daha güçlü olmaları, boy atmaları için. Ama aslında bitkileri büyüten kavurucu güneşin altında taşıdığı su değil, Lala'nın her gün sevgiyle fısıldadığı güzel sözler.

Küçük bir kız, "yabani" doğası ve küçük dostlarına duyduğu derin bağlılıkla; kelimelerin gücünü ve kendin olabilme cesaretini gösteriyor herkese. 

Lala'nın Kelimeleri; güzel sözlerle filizlenen ve her yeni sayfada biraz daha yeşeren bir iyilik hikâyesi. 

Lala'nın Kelimeleri; güzel sözler sarfetmenin, diğer insanlara karşı olumlu bir bakış açısına sahip olmanın, güzel sözler ve iltifatla gelişen ilişkilerin ve doğayla kurulan anlamlı bağların ne kadar güçlü olabileceğini orijinal bir hikâye ile anlatıyor. Çocukların dünyaya bakış açılarını önemli şekilde etkileyebilecek bir güce sahip olan kitap, aynı zamanda ebeveynlerin de davranışlarını gözden geçirmelerini sağlayacak bir etkiye sahip. Kitap, zekice kurgulanmış çizimler ve bilinçli renk tercihleriyle hikâyeyi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda okuyucuya güçlü bir şekilde geçiriyor.

Yaz boyunca her gün Lala’yı dinlemişlerdi. Lala’nın kelimelerini öyle derinden duymuşlardı ki akşamın serinliğinde onu bulmaya gelmişlerdi.

*Güzel kelimeler kullanmanın, insanlara ve doğaya karşı nazik olmanın gücünü başarılı bir şekilde aktarıyor. *Çocukluk enerjisinin, coşkusunun ve doğayla kurulan bağın lirik bir anlatımı. *Çizimler, karakterlerin tarzını yansıtıyor. Şehir gri, bitkiler yeşil ve sıcak, Lala karakteri ise sarı ve dinamik bir şekilde resmedilmiş. *Başlangıçta şehri gri ve kasvetli olan gösteren sayfalar, Lala'nın enerjisi ve bitkilerin büyüyen yeşilliğiyle gitgide renkleniyor. Bitkilerin şehre ferahlık getirmesi gibi, sayfalar ilerlerken okuyucunun da içine ferahlık hissi veriyor.