Çocuklara, doğanın yalnızca şekillerin ve renklerin kümelendiği bir yer ve öğretilenin aksine mekanik bir yapısı olmadığını; doğadaki her unsurun bir varoluş amacı olduğunu ancak bitkilerin gizli öğretilerinden yararlanarak gösterebiliriz.
Çocuk Oyuncağıdır Bitki Yetiştirmek
Bugün hayatımız şekiller ve renklerin tesiri altında. İçerikten yoksun, biçimsel olana atfedilen güç, her şeyi aynılaştırıyor. Oysa bir şeyi kavrama, ancak biçim ve içeriğin bilgisiyle mümkündür. Sesin veya sözün düşünceden geldiğini bildiğimiz gibi biçimin arkasında da bir anlam olduğu aşikârdır. Sanata yabancı bir kişinin sanat galerisini gezerken (şekillerin ve renklerin ardındaki anlamı bilmeden…) hafızasında şekiller ve renklerden başka bir şey kalmayacaktır. Bu eksik deneyimi “doğa” için de söyleyebiliriz. Doğaya yabancı biri, doğanın simgelerle dolu dünyasında yol aldığında yalnızca şekilleri ve renkleri görecektir. Oysa doğa, şekiller ve renklerden mi ibarettir?
Biçimsel benzerliğin verdiği aynılık hissi bir kavrayışa dönüşmeyeceği için gerçek bir deneyim de gerçekleşmeyecektir. Biçimsel bilgiyle yetinerek doğaya bakıldığında; yamaçlarında bulutların gezdiği bir dağın eteklerindeki bitkilerin çeşitliliği ile denize yakın bir düzlükte boy veren bitki çeşitliliğinin ayrımı üzerine bir kavrayışa ulaşılamayacaktır.
Doğa, birçokları için sadece biçimsel özellikleriyle görünür. Oysa doğayı yalnızca biçimsel yönüyle görmek onu eksik ve yanlış okumamıza neden olacaktır. Bu nedenle hangi coğrafi bölgeyi gezersek gezelim aynılık hissiyle yeniden evimizin yolunu tutacağız.
Bir kavrayış biçimi olarak doğayı okuyan insan, her sorunun cevabını bulabileceği bir dünyaya sahip olduğuna tanıklık edecektir. Doğadaki canlıların gizli öğretileriyle dünyamızı şekillendirebileceğimiz gibi doğanın kendimizi tanımada bir ayna görevini de üstlendiğine şahit olacağız.
Doğa sakinlerinin biçimsel özelliklerine dikkat kesildiğimiz kadar özlerindeki anlamı da okumamız gerekmektedir. Doğayı okumaya başladığımızda onun simgelerle donatılmış dünyası bir süre sonra bize görünür olmaya başlayacaktır. Hiçbir bitki yoktur ki insana dair bir özelliği kendi varoluş amacında göstermesin! Her bitki, insan için gizli bir öğreti dünyasıdır. Bitkiyi görünür kılabilmeyi başardığımızda ancak okuyabileceğimiz bir kılavuz olduğuna şahit olacağız.
Günümüz dünyasında insanlar doğayla yakın ve dengeli bir ilişki kurmaktan çok uzakta. Yüksek binaların, beton yığınlarının arasında büyüyen çocuklar için doğa artık ulaşılması güç bir yerde. Peki, uzakta olan ile yakınlık ilişkisi kurmanın güçlüğü dikkate alındığında çocuklarda bu duyguyu nasıl oluşturacağız? Tam olarak bu noktada ihtiyacımız olan küçük bir saksı, bir avuç toprak ve birkaç damla su… Böylece çocuk doğayla olan bağını evinde anne ve babasının, okulda ise öğretmeninin rehberliğinde bir saksıya bırakacağı toprak ile kurmaya başlayacaktır.
Bu süreçte çocuklara, bitki yetiştirme sorumluluğunun yanı sıra bunun kendisi için bir ihtiyaç olduğu da hissettirilmelidir. Böylece çocuğun yüzünü doğaya dönmesi olasıdır. Bu alışkanlığı edinen çocuk doğaya karıştığında içinde beliren yakınlık hissiyle bitkilere yaklaşacaktır. Doğadaki hiçbir unsurun amaçsız ve başıboş olmadığını kavradığında varoluş amacına uygun yaşamak için birçok işaretle tanışacaktır.
Çocuklara, doğanın yalnızca şekillerin ve renklerin kümelendiği bir yer ve öğretilenin aksine mekanik bir yapısı olmadığını; doğadaki her unsurun bir varoluş amacı olduğunu ancak bitkilerin gizli öğretilerinden yararlanarak gösterebiliriz. Bir çocuk, kardeş bitkiler grubundaki Kadife çiçeğinin taç yapraklarının rengini, çiçeğinin boyunu, yapraklarının özelliğini bildiğinde çiçeğin biçimsel bilgisine sahip olacaktır. Oysa çocuk Kadife çiçeğinin salgıladığı koku sayesinde zararlı böcekleri kovduğunu, etrafındaki çiçeklerin boy verip çiçek açmasında rol aldığını bildiğinde ise karşılıksız iyiliğin erdemiyle tanışmış olacaktır. Kadife çiçeği, Klivya çiçeği bu yaşamda hangi görevleri üstlenmiştir? Böylece çocuk, çiçeğin biçimsel özelliğinin yanı sıra varoluş nedenini bildiğinde onda bir kavrayış da gerçekleşecektir.
Günümüz modern hayatının neredeyse vazgeçilmez unsuru olan ve ekranlar üzerinden insanı manipüle eden yalanlar üzerinden proje hayatları dayatan sistemin aksine doğa, yalan söylemez. Manipüle etmez. Gücünü yalnızca hakikati göstermek için kullanır. Böylece umulur ki insan, varoluş amacına uygun yaşama iradesini ortaya koyabilsin.
Çocuklarımızla Bulunduğumuz Mekânın Parıldamasını Sağlayabileceğimiz 4 Çiçek Önerisi
Çiçekler çok sayıda özelliğe ve işleve sahip olsa da burada onların sadece birkaç özelliğine değinilmiştir.
1-) Kadife Çiçeği: Yazın çiçek verir. Kardeş bitkiler grubundandır. Toprağının nemli olması gerekse de sık sık sulanmayı ve aşırı soğuğu sevmez. Doğrudan gün ışığı altında kalabilir.
Biçimsel Özellikleri | İçerik Bilgisi |
Renk: Sarı, kırmızı, turuncu Boy: 90 cm’ye kadar uzayabilir. Yapraklar: Tüysüz, ince, derin dişli kenarlar |
Güçlü bir koku salar. Böylece zararlı böcekleri uzak tutar. |
2-) Klivya Çiçeği: Büyük parlak yaprakları olan çok dayanıklı bir bitkidir. Sonbaharda gübre verilmeden, nadiren sulanarak dinlenmeye bırakılır. Ocak ayında sulamaya yeniden başlanması ve gübre eklenmesi çiçeklenmeyi tetikleyecektir. Genel olarak şubat ayı ile çiçeklenmeye başlar ve bu süreç ilkbahar boyunca devam eder.
Biçimsel Özellikleri | İçerik Bilgisi |
Renk: Turuncu ve kırmızı Boy: 50 cm’ye kadar uzayabilir. Yapraklar: uzun, kavisli |
Çok dayanıklı bir bitkidir. İlaçlanmaya gerek duymadığından sağlıklı çevre için önemli bir rol üstlenir. |
3-) Sıklamen Çiçeği: Okullar açıldıktan bir süre sonra çiçek açar ve çiçeklenmesi mart ayına kadar devam eder. Çiçeklenme döneminin sonunda sulama ve gübreleme kesilmelidir. Yapraklar sarardıktan sonra soğanlar bir sonraki eylül ayında yeni bir çiçeklenme sezonu için tekrar dikilmeden önce dinlenmeye bırakılmalıdır.
Biçimsel Özellikleri | İçerik Bilgisi |
Renk: Pembe, kırmızı, beyaz, leylak ve sarı Boy: 13-14 cm’ye kadar uzayabilir. Yapraklar: Kalp veya böbrek şeklindedir, kenarları hafif tırtıklıdır. |
Doğada yetiştirildiğinde çalılıkların zemin örtüsünün oluşmasına katkıda bulunur. Böylece öteki canlılar için bir habitat ortamı sağlarken canlıların çeşitliliğine de katkıda bulunur. |
4-) Ebegümeci Çiçeği: Çin gülü olarak da bilinir. Çok büyük çiçekler verir. Her ay gübrelenmesi ve bol ışık alması gerekir.
Biçimsel Özellikleri | İçerik Bilgisi |
Renk: Kırmızı, pembe, sarı, turuncu, beyaz ve mor Boy: 20 cm’ye kadar uzayabilir. Yapraklar: Oval veya kalp şeklindedir. Kenarları tırtıklı veya lobludur. |
Hızlı bir şekilde yayılıp, yerleşme özelliği olduğu için tahrip olmuş habitat ortamların yeniden canlanmasına katkı sağlar. |
Hamza Çelikel
Çiçeklerle ilgili bilgi www.jardinons-alecole.org dan alınmıştır.