Toprak, dedesiyle balık tutmaya gider. Ama oltasına balık yerine çorap, oyuncak ve eski eşyalar takılır. İlk başta üzülse de, her eşyanın bir hikâye taşıdığını fark eder. Bu yolculukta sabretmeyi, hayal kurmayı ve beklemediği şeylerden de mutlu olmayı öğrenir. Bu hikâye, çocuklara hayal kurmanın gücünü, sabretmenin değerini ve beklenmedik durumlara farklı gözlerle bakabilmeyi anlatıyor. Çünkü bazen en güzel şeyler, tam da hayal ettiğimiz gibi değil, hayal etmeyi öğrendiğimizde gelir.   

 

Toprak, sabahın erken saatlerinde heyecanla dedesiyle balığa çıkmak için hazırlanır. Oltasını umutla denize attığında, beklediği balıklar yerine bambaşka “sürprizler” çıkar karşısına: bir çorap, oyuncak ördek, dürbün, müzik kutusu… Her yakaladığı nesne, onu yeni bir hayalin içine sürükler. Ve o hayaller, gerçek bir balıktan çok daha fazlasını kazandırır Toprak’a. “Bin Hayal Bir Balık”, doğayla bağ kuran, sabretmeyi ve hayal etmeyi öğreten, şiirsel dili ve duygusal atmosferiyle öne çıkan bir büyük küçük hikâyesi. Toprak ile dedesinin nesiller arası bağı, hikâyeye sıcacık bir derinlik katıyor. Görsellerle iç içe geçen kare yapısı sayesinde çocukların dikkatini çekerken, hayal kurma becerilerini de destekliyor.